

Milliyetçi Fikir Akademisi



GÜCÜNÜZÜ
KeÅŸfedin





Hedef
Levent Özmen : MFA BaÅŸkanı
Bütün bu güç kavgaları, güce ulaÅŸmak adına yapılan alan hakimiyeti mücadeleleri, bunun için oluÅŸacak gerginlikler, bağımsızlık ve özgürlüklere müdahaleler, refah seviyesini düşürmek amaçlı teknik, sosyal ve ekonomik hamlelerle sertleÅŸen süreçlere karşı; milli refleksler ve milliyetçi duruÅŸlar sergileyen sivil yapılanmalar tarihin akışına etki edecektir.
​
Dünyada önemli geliÅŸmeleri baÅŸlatan talepler, milliyetçi örgütlenme ve sivil yapılanmalarla baÅŸlamış, milletine ve deÄŸerlerine sahip çıkan bu sivil milliyetçi yapılanmalar dönemi aÅŸan entelektüel hareketlere dönüÅŸmüÅŸtür.
​
Tarih Kırılıyor - Kasım 2022 sayfa 60

Güncel
Hasan Basri Pehlivan : MFA BaÅŸkan Yrd.
​
Anayasa ve anayasacılık, batı kökenli kavramlar olmakla birlikte, ‘töreli’ veya ‘yasalı’ olma olgusu, münhasıran batıya ait deÄŸildir. “Batı’da bilhassa Fransa’da geliÅŸtirilen egemenlik teorileri gibi bir teorinin eski Türk düÅŸüncesinde bulunmaması, siyasal bir olgu olarak egemenliÄŸin mevcut olmadığı anlamına gelmemektedir.” Nitekim Jean Bodin, Devletin Altı Kitabı adlı eserinde, dönemin egemen iktidarları olarak Fransa, İspanya, İngiltere gibi Avrupa devletlerinin yanında Etiyopya, Osmanlı, İran ve Rusya gibi devletleri de saymıştır. Bodin’in zikrettiÄŸi ülkeler Avrupa, Asya hatta Afrika gibi farklı kıtalar da yer almakla birlikte hepsi aynı çaÄŸ içerisindedir. Oysa Türk tarihinde egemenlik olgusu, Yeni ÇaÄŸ’dan çok önce ortaya çıkmıştır. Bunun en somut örneÄŸi, Göktürk Devleti’dir. Göktürk Devleti; bir töre etrafında kümelenmiÅŸ Türk soylu topluluklar birliÄŸidir. Bu devlet, kendi içinde yarattığı mutlak, sınırsız bir siyasal erkin ya-
nında, Çin ve DoÄŸu Roma gibi çağının süper güçleri ile de bağımsızlık temelinde, savaÅŸ veya barış düzeyinde münasebetler geliÅŸtirmiÅŸtir.
​
Türk Anayasalarında Egemenlik Kavramı
2020 İstanbul Sayfa:12

Faaliyet
Köksal Erentürk : MFA BaÅŸkan Yrd.
​​
Bilim ve teknoloji, insanın evreni anlama ve dönüÅŸtürme çabasında en güçlü araçlarıdır; bu araçları elinde tutan bir gençlik, sadece bugünü deÄŸil, yarını da inÅŸa eder. Köklerinden beslenmeyen bir ilerleme nasıl savrulmaya mahkumsa, deÄŸerlerinden kopmuÅŸ bir gençlik de yönünü ÅŸaşırmaya açıktır; bu yüzden milliyetçilik, geçmiÅŸle baÄŸ kurarken geleceÄŸe sorumluluk duymaktır. Gerçek milliyetçilik, sadece geçmiÅŸle övünmek deÄŸil; aynı zamanda bilimle, emekle ve yenilikle ülkesini daha ileriye taşımak için çalışmaktır.
